Tülay Hatimoğulları, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a: “Deprem bölgesine kılık değiştirip sorsun devlet yanınızda mı orada…
HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Tülay Hatimoğulları, “Hala utanmadan, sıkılmadan çıkıp ‘İhmal yok, milletimizin yanındaydık’ diyecek cüretleri var. , ‘Hükümet sizin tarafınızda mıydı?’ “Kılık değiştirip soru sormasına izin verin. Orada gerçekle yüzleşecek. Depremde yakınlarını, arkadaşlarını, çevresini, şehrini kaybetmiş biri olarak burada konuşuyorum. Birine mikrofon verirseniz, hayatta kalanların hepsinden tam olarak ne dediğimi duyacağınızdan emin olabilirsiniz” dedi.
HDP Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, memleketi Hatay başta olmak üzere deprem bölgelerinde yaptığı incelemelere ilişkin izlenimlerini TBMM’de düzenlediği basın toplantısında paylaştı. Hatimoğulları Oruç özetle şunları kaydetti:
“SARA GÜCÜNÜN BU SALGINDA KAYIPLARIMIZIN ESAS NEDENİ: Deprem değil, öldüren ihmaldir. Bu çok yerinde bildiğimiz ama asla hayata geçiremeyeceğimiz ve asla harekete geçemeyeceğimiz bahislerden biridir. Deprem değil, binaların zayıflığı ve kontrolsüzlüğü bizi öldürdü. Şok değil ama devletin kurumlarının beceriksizliği, ilgisizliği, ihmali, ilgisizliği ve AFAD olarak yaygara kopardıkları kurumların ne kadar boş olduğu bir kez daha karşımıza çıktı. Yakınlarını ve yandaşlarını vasıfsız, aciz, donanımsız atayarak bu kurumların içini boşaltan bu saray iktidarı, Kızılay, AFAD gibi bu depremde kayıplarımızın bu kadar büyük olmasının ana sebebidir.
BU KATLİAM ALTINDA İMZALANAN KURUMLARIN YETKİSİNİ ORTADAN KALDIRAN BU SARAY REJİMİ: Bizi öldüren, koltuğunu koruma sevgisiydi. Bir cinayete kasten ve isteyerek göz yumuldu. Kasten seferberlik ilan edilmedi. Bilerek ve isteyerek gelen yardımlar engellendi. Askerler tarafından sınırda tutuldu. Ülkenin başına gelen en büyük felaket aslında sarayın kendisidir, tek adam rejimidir. Bütün yetkileri kendisine bağlayan, kurumların özerkliğini ortadan kaldıran bu saray rejimi, bu katliamın altına imza attı. Bu hükümet derhal istifa etmelidir. Başta Kızılay yöneticileri olmak üzere tüm AFAD yöneticileri istifa etmelidir. Bu beyin sarsıntısında başarısız olmakla kalmayıp, bu cinayetin de kesin ortaklarıdırlar.
OTURDUĞUM MAHALLE YOK OLUYOR: Ailem Hatay’ın Samandağ ilçesinde yaşıyor. Oturduğum mahalle yıkıldı. Bu benim ilk haberimdi. Hızla yola çıktık. Daha önce madende kurtarma ekibinde gönüllü olarak çalışmış arkadaşlar ve bir grup sağlık profesyoneli ile yola çıktık. Tabii yollar kötüydü. İlk 100 kilometreyi 4-5 saatte gidebildik. Yollar karlıydı ve zincirleme kazalar oldu. Hatay’a vardığımızda şehir tamamen karanlığa teslim olmuştu. Her yer karanlık. Çünkü yol gereği biraz geç yetiştirildik. O kadar karanlıktı ki, yolların ortadan ikiye ayrıldığı her yere yavaş yavaş gitmek zorunda kaldık. Halk, bozulan yollara müdahale etti.
SOKAKTA POLİS, GANDARMA BİLE YOKTU: Samandağ’a varır varmaz yetkilileri aradım. Enkazın altında kolluk kuvvetlerinin olduğunu da biliyoruz. Polis ve askerlerin de hayatını kaybettiği doğrudur. Bu deprem 04.17. Artık akşamdı. Sokakta bir polis ya da jandarma bile yoktu. En azından trafiği düzenleme konusunda. Bu, tamamen terk edilmişliğin en açık işaretiydi. Yerel yönetimlerle yaptığım görüşmelerde yerel yönetimlerin merkezi yönetimi çaresizce beklediklerinin canlı şahidiyim. Oradaki birçok kişiden ‘Lütfen Meclis’te bir şeyler yapın, hükümet devreye girsin’ sözlerini duydum. Ertesi gün bile polis ve jandarma yoktu. Tekrar ediyorum, bari yardım etsinler, o trafiği, kaosu düzene sokar.
ESAS DEzenformasyon KENDİLERİNE AİT: İktidar sözcülerinden ‘Muhalefet dezenformasyondur’ diye duyduk. Bir sarsıntı oldu, muhalefet siyaset geliştirmek istiyor.’ Aksine bunu yapmak isteyen AKP iktidarı ve saray rejimidir. Gerçek yalanı, gerçek yanlış bilgiyi, gerçek dezenformasyonu yapan onlar. Onlar hükümetin sözcüleridir, bunu Cumhurbaşkanı ve bakanları ile birlikte yapmışlardır.
SAHADA CANLI ŞAHİTLERİZ: Afet zamanlarında Türkiye’de gelenek nedir? Asker hemen sokağa çıkar ve sokakta belirirdi. Ama iki gün boyunca o sokaklarda bir asker bile yoktu. Gün içinde Hatay’daki tüm deprem bölgesini gezdim. Peki neden yoktular? Milli Savunma Bakanı bugün bir açıklama yaptı. Ankara’dan Hatay’a gelirken radyoda dinlediğimi hatırlatmak isterim. Milli Savunma Bakanı, ‘Arama kurtarma çalışmaları ve yardımların ulaştırılması dahil tüm askerimizle sahadayız’ dedi. İlk gün yapılan açıklamada şunu duyduk. Ama bunun böyle olmadığına sahada canlı şahitleriyiz.
TAM YALAN. BÖYLE BİR ÇALIŞMA BAŞLAMADI: Bugün Milli Savunma Bakanı tarafından yapılan açıklamada, Hatay’da depremden etkilenen 8’inci Komando Tugayı’nın arama kurtarma çalışmalarına ilk gün saat 10.00 itibariyle başlandı. Tamamen yalan. Böyle bir çalışma başlamadı. Bakın söz konusu tugay Serinyol’da. Serinyol ile Antakya merkez arası sadece 22 kilometre. Tıpkı tugay gibi Samandağ’ın ortasında sadece 47 kilometre var. ve yolun kuralları ulaşım için son derece elverişliydi. O yolları kullanarak hem birinci gün hem de ikinci gün Hatay’ın dört bir yanındaki depremi daha detaylı görme şansı bulduk… Bugün Milli Savunma Bakanı’nın yaptığı açıklamalar da hatasız değil sadece Milli Savunma Bakanı’nındır. ve İçişleri Bakanı neden bölgede olmadıklarını açıklamaya çalışıyor. Ama kitleler sana inanmayacak. Çünkü kitleler, oradaki tugayın kaç kilometre öteden ve ne kadar çabuk gelebileceğini çok iyi biliyor. Bilmeyenlere anlatacağız.
SADECE VE SADECE AFAD Önlükleri Vardı: 15 kişilik bir AFAD ekibi sadece AFAD önlüğü giydi. Temsilciniz kim diye sordum. Bir kişi benimle iletişime geçti. Kendimi tanıttım ve konuştuk. Niye geldin o zaman dedim İçeriden bağıran bir anne ve baba kurtar bizi; Dışarıda ağlayan bir gencin feryatlarına AFAD’dan bir kadının yüksek sesle ağladığına şahit oldum. Burada tabi ki kurumların yapısını eleştiririz, kurumların boşluğunu eleştiririz ama gönüllü olarak orada bulunan tüm vatandaşlarımıza teşekkür ederiz. Minnettarız. Ancak AFAD ekibi oraya eli boş gönderildi. Burada AFAD’a asla teşekkür etmeyeceğiz. Onlara ne dediler biliyor musun? Yurt dışından gelen grupların mühimmatını kullanacaksınız dediler. Hiçbirşeyimiz yok. AFAD, sesleri içeriden gelen insanlara yardım eli uzatamadığını gördü. Bize ‘Biz burada kaldık, muhatabımız yok’ dediler. Ne yapacağımızı bile bilmiyoruz ve hiçbir şeyimiz yok.’
SORUMLULUK REDDİ İLE KAPATIN, GİDİN VE SORUN: Arama kurtarma çalışmaları için gelen belediye ekipleri, İstanbul Havalimanı’nda 6 saat bekletildi; Tüm kötü hava ve yol koşullarını cephaneleriyle aşan tırlar, varışlarının ardından Hatay il sınırında bekletildi. ve ‘Şimdi sana ihtiyacım yok, burada bekle’ dediler. Ekipler geldi ama mühimmat gelmedi. Verimli çalışamazlar. Onları gördük. Utanmadan, sıkılmadan çıkıp ‘İhmal yok, insanımızın yanındaydık’ demeye kalkışmayın; Yiğitliği varsa İçişleri Bakanı, Milli Savunma Bakanı ve Cumhurbaşkanı da gidip bunu deprem bölgesindeki insanlara anlatsın. Taraftar toplayıp kendi kendine alkışlanacak bir senaryo değil. Rastgele bir deprem bölgesine gidip ‘Devlet yanınızda mıydı?’ desin. Gidip kılık değiştirmiş sorsun. Orada gerçekle yüzleşecek. Bu gerçeği sadece biz söylemiyoruz. Milletvekili olarak konuşmuyorum. Burada depremde yakınlarını, arkadaşlarını, çevresini, şehrini kaybetmiş biri olarak konuşuyorum. Mikrofonu kime verirseniz verin, hayatta kalanların hepsinden tam olarak ne dediğimi duyacağınızdan emin olabilirsiniz.
BU SORUYA VERDİĞİMİZ ÖNERİYE CEVAP ALAMADIK: AKP iktidarı hiçbir plan ve çalışmasında ilgili STK’lar ve meslek kuruluşlarıyla bağını kuran bir çalışma yapmadı. Buna hakkınız yok. Bakın binalar mezara döndü. Bunu şimdi yapmalısın. TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası tarafından 8 Şubat 2021’de ‘Faylar Üzerinde Yaşayan Şehirler: Hatay Raporu’ açıklandı. Rapor adeta 6 Şubat’ta yaşadığımız depremi anlatıyordu. Dediler ki: Bu topraklarda çok canlı fay hatları var ve bunlar 7’nin üzerinde depremlere neden olabilir ve alüvyal topraklı bölgelerde çökmeler olur. Bu raporun yayınlanmasından sonra 18 Aralık akşamı Kırıkhan’da 4,8 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. 18 Aralık 2022 tarihinde Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na soru gönderiyorum. İşte anketin bir örneği. Meclis arşivine de bakabilirsiniz. TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası’nın bu raporunu kendilerine sunan, bu konuda nasıl önlem aldıklarını ve ne gibi hazırlıklar yaptıklarını soran bir önerge. Bu soru önergemize bir cevap alamadık. Sayın Bakan raporlara ve sorularımıza seyirci kaldınız. Bu sorunun tarihi 22 Aralık 2022, depremin tarihi ise 6 Şubat 2023. Yani bu deprem haftalar sonra gerçekleşti. Jeoloji Mühendisleri Odası bu sarsıntıyı görüyor, biz görüyoruz, siz neden görmüyorsunuz? Neden harekete geçmiyorsun? Sarsıntıyı önleyemediniz ama AFAD’ı yerel olarak güçlendirebilir misiniz? AFAD’ın kabiliyetlerini güçlendiremez misiniz? Kızılay’ı boşaltıp arama kurtarma ekiplerini hazır tutamaz mıydınız?”